28 Mart 2015 Cumartesi

Ahmet Ümit 'Sultanı Öldürmek'

Daha öncede söylediğim gibi bu blogu açarken sadece evlilik hazırlıklarımdan bahsedeceğim bir blog olarak düşünmedim. Hayata dair keyf aldığım her ne varsa paylaşabileceğim bir yer olarak kurguladım hep blogu. Ancak dönemsel uğraşılarım evlilik üzerine yoğunlaştığı için yazmak istediğim birçok bölümü erteledim bugüne kadar. Bugün bir başlangıç yapıyorum :). Çok okuyan bir insanım okuduğum her kitapla ilgili bir yazı yazmam çok olanaklı olmayabilir. Ancak fırsat buldukça beğendiğim bazı kitaplarla ilgili kısa değerlendirme yazıları yazıp paylaşacağım sizlerle :). Hadi başlayalım ozaman...
Ahmet Ümit kitaplarıyla tanışana kadar cinayet romanlarından hoşlanmadığımı düşünüyordum. Daha önce okuduğum Beyoğlu Rapsodisi romanındaki İstanbul teması kendimi yazara yakın hissetmeme neden olmuştu. Yazarla kurulan algısal yakınlığın okur için hep çok önemli olduğuna inanmışımdır. Beyoğlu Rapsodisi'nden sonra yazarın bir iki kitabını daha okudum. Son okuduğum kitabı iki hafta kadar önce bitirdiğim 'Sultanı Öldürmek' oldu. Bu romanı salt cinayet romanı olarak değerlendirmenin yanlış olacağına inanıyorum. Birkere kitapta İstanbul'un fethi ve dönemin padişahi Fatih Sultan Mehmet'e dair detaylı açıklamalara yer verilmiş. Budurum kitaba cinayet romanı olmanın yanı sıra bir tarihi roman niteliği kazandırmış. İkinci olarak kitabın ana kararteri Mümtaz'ın yaşadığı yıllar süren saplantılı aşk öyle ince işlenmiş ki kitaba aşk romanı demekte hiç yanlış olmaz diye düşünüyorum. Ahmet Ümit'in sürükleyici üslubunu ve başarılı olay kurgusunu bilmem anlatmaya gerek var mı :). Tarih ile yada cinayet romanları ile aranız nasıldır bilmiyorum ama kitabın arka fonundaki canım İstanbul'un deniz kokusunu duymak isteyenler bence okumalı bu romanı :).

26 Mart 2015 Perşembe

Ev Alırken Nelere Dikkat Edilmeli!!!

Çok geciktirmeden sözünü verdiğim yazıyı biran önce paylaşayım istedim . Benim annem ve babam devlet memuru olduğu için yıllarca birçok şehirde yaşadık. Yaşadığımız şehirlerin hemen hemen hepsinde ya yatırım yada kullanım amaçlı evler alıp sattık. Babamın 4-5 yıl önce emekli olup müteahhitlik yapmaya başlamasıyla da ev alım satımı konusu ister istemez bizim için bir aile uğraşı oldu . Eskiden buyana hep evlenirken kendi evimizi alıp direk kendi evimizde yaşamayı istemişimdir. Ancak şartlar belki müsait olmaz korkusuyla bu isteğimi hiç kimseye açmamıştım. Neyseki herşey gönlümce oldu düğünden 1 yıl önce kendi evimizi almaya karar verdik. Ve düğüne 5-6 ay kala arayışlara başladık. Nişanlımla farklı şehirlerde olmamız nedeniyle bu süreç bizim için çok kolay olmadı elbette. Ama bu dönemde ailemin yıllardır çok ev alıp satması ve babamın bir süredir müteahhitlik yapması bana çok yardımcı oldu. Ev almak gibi önemli bir yatırımın birçok ayrıntısına kadar düşünülmesi gerektiğini öğrendim en başta. Çünkü aldığınız ev sizin için geleceğe yönelik iyi bir yatırım olmakla birlikte yıllarca içinde yaşayacağınız yer olacak. Benimle benzer durumda olan arkadaşlar vardır diye düşünerek ev alırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini listelemeye karar verdim. Umarım biraz da olsa yardımcı olurum bu listeyle onlara  .
1-) Öncelikle ev almayı düşündüğünüz il ile ilgili bir ön araştırma yapmalısınız. Eğer yaşadığınız ilde ev bakıyorsanız sizin için bu araştırma zaten çok kolay olacaktır. Şehrin yeni imara açılan yerleri nerelerdir; Son yıllarda hangi bölgelere yönelik yatırımlar artmaktadır gibi soruların cevabını bilmek sizin için oldukça faydalı olacaktır.
2-) Ev için ayırdığınız bütçeyi eşiniz yada nişanlınızla oturup gözden geçirmelisiniz. Bu kararı verirken eğer yeni evlilik aşamasında bir çift iseniz eşya ve düğün için yapacağınız harcamalarıda gözardı etmeyin derin. Eğer ev alırken kredi çekmeyi düşünüyorsanız. Kredi faizleri ile ilgili bir ön araştırma yapmalısınız. Aylık ödemelerin sizi zorlamayacağını düşündüğünüze emin olarak kredi çekmenizde fayda var.
3-) Ev alacağınız ilin genel imar durumu ve kendi bütçenizi belirlemek size şehrin hangi semtlerinde ev aramanız gerektiği sorusunun cevabını kendiliğinden verecektir. Ama elbette hangi semtte ev arayacağınıza karar veririken seçtiğiniz semtin ulaşım olanaklarını araştırmanızda da yarar var. Özellikle iş yerinize olan mesafesi eğer toplu taşımayı kullanacaksanız otobüs durakları ve metro istasyonlarına olan uzaklığı evin yerini seçerken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar. Yine eve yakın market, hastane, eczane, çocuğunuz varsa okul olmasıda önemli elbette.
4-) Tüm bunlara karar verdikten sonra nasıl bir evde oturmak istediğinize karar verseniz iyi edersiniz . Büyük bir sitede mi yoksa bahçeli bir evde mi? Ben herzaman için site içindeki evleri tercih ediyorum. Elbette sadece kendine ait bahçesi olan bir ev fikri güzel ama bu büyük aileler için öyle diye düşünüyorum. Site içinde güvenlik, otopark, servis gibi imkanlar çok daha az maliyetli ve sistemli geliyor bana.
5-) Son olarak evin içine girdiğinizde dikkat etmeniz gereken şeylerden bahsedelim. Öncelikle alacağınız binanın kaç yıllık olduğu önemli bir konu. Depremden sonra yapılan binalar genellikle sağlam olarak kabul ediliyor. Bunla birlikte son yıllarda fore kazık temelli evler yada raylı sistemle döşenmiş depreme karşı dayanıklı yapılar yapılıyor. Aldığınız evin kaç yıllık olduğu dayanıklılıkla birlikte yatırım açısındanda önemli bir mesele yeni bir bina alım satım aşamasında sizin için avantajdır. Alım aşamasında avantajdır çünkü kredi konusnda artıları vardır. Ayrıca eski evlere göre daha az tadilat gerektirir. Satım aşamasında avantajlıdır çünkü yeni bir evi satmak 10-15 yıllık bir evi satmaktan herzaman için daha kolaydır. Evin içinde dikkat edilmesi gereken ikinci önemli konu evin metrekaresi. Ev ilanlarına bakarken yazılan metrekarenin brütmi netmi olduğuna dikkat edin. Genelde ilanlarda brüt genişlik verilir. 180 metrekare diye görmeye gittiğiniz ev biranda 150 metrekareye düşer. İllaki geniş ev alın demiyorum yanlış anlaşılmasın biz zaten iki kişiyiz bizim için başlangıçta küçük ev daha iyi olur diyorsanız. 1+1 yada 2+1 evlerede bakabilirsiniz. Bu aşamada evin genişliği yada oda sayısından ziyade planlı olması önemli. Yani üçgen şeklinde bir yatak odası yada 3 duvarı cam olan bir salon sizin için oldukça plansız ve kullanımı zor olacaktır. Alacağınız ev ile ilgili pazarlık yaparken ödenecek tapu harcı, emlakçı ücreti, evin içinde yapılması gereken mecburi bir tadilatın nekadar tutacağını bilmeniz ve buna göre pazarlık yapmanız ise bir başka önerim :) . Şimdiden ev alacak olan arkadaşlara hayırlı olsun diyiyorum :). Umarım önerilerim yararlı olur.

25 Mart 2015 Çarşamba

Engilish Home Alışverişi :)

Bir süredir koşturmacadan pek yazamadım. Çeyiz alışverişi, düğün hazırlığı derken şimdi birde üstüne ev arama işi eklendi. Ev alınırken nelere dikkat etmek gerek konusunu bir başka yazıda konuşalım istiyorum. Bugün nezamandır ertelediğim Engilish Home markasından ve ordan yaptığım alışverişlerden bahsedeceğim. Engilish Home 5-6 yıl gibi kısa bir sürede ülkemizde kendine iyi bir satış ağı oluşturdu. Markanın tarzını tanımlarken 'İngiliz asili bir Türk' ifadesini duydum birçok yerden :) . Hiçte yalan sayılmaz çünkü marka tamamen İngiliz tarzını yansıtmasına karşın bir Türk markası. Peki biz bilhassa genç bayanlar neden bukadar sevdik bu English Home markasını dersiniz? Ben söyleyeyim; birkere mağazalara girdiğinizde kendinizi çoçukken evcilik oynadığınız oyuncakların içinde gibi hissediyoruz. Pembe, mint yeşili, bebe mavisi gibi pastel tonların kullanıldığı fincanlar, aynalar, mutfak önlükleri tıpkı çoçukken oynadığımız oyunlardaki gibi tek fark oyuncak değil gerçek bunlar :). Oldum olası geometrik desenli ürünleri sevmeyen ben Engilish Home'un hayatımıza yeniden dahil ettiği çiçek desenleriyle oldukça mutluyum açıkçası. Mağaza tıpkı Madame Coco gibi belli ürün gruplarında haftalık indirimler yapıyor. Bir kıyas gibi düşünmeyin ama özellikle ev tekstil ürünlerinde ben English Home'un Madam Coco'dan daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Böyle düşünmemde nevresimlerde tercih edilen kumaşların ve renk desen seçeneklerinin önemli bir payı vardır elbette :). Neyse sohbeti daha fazla uzatmadan Engilih Home'dan aldığım bazı ürünleri sizlerle paylaşayım.
Bu havlular English Home havlularımdan sadece bir kısmı :). Mağazaya girdiğimde alacak hiçbirşeyim yoksa bile %50 indirim sepetinden bir iki havlu bulup alıyorum.
Bu nevresimde Engilish Home nevresimlerim arasında en sevdiğim. Henüz çarşafını almadım onuda bir indirimden yakalarım umuduyla acele etmiyorum. Wınter Dream olarak geçiyor bu seri aynı serinin yatak örtüsüde alınacaklar listemde :) .
English Home Romano porselen serisinin fincan ve katlı kurabiyeliğini de yine bir %50 indiriminden almıştım. Aynı takımın maviside vardı ama ben pembeden yana kullandım seçimimi. Şimdi pasta tabaklarının gelmesini bekliyorum. Başlarda geçen sezonun ürünü olduğu için pasta tabakları gelmez takımım yarım kalır diye korktum. Ama aldığım bilgilere göre bu yıl içinde yeniden stoklara girecekmiş Romano serisi :). Elbette Engilish Home alışverişim bunla bitmedi daha açmadığım kutularda olan birçok ürün var. Artık English Home alışverişinide Madame Cocu gibi parça parça paylaşacağım :) . Birbaşka yazıda görüşürz.

11 Mart 2015 Çarşamba

Düğün Organizasyon Listesi :)

Ne zamandır çeyiz işlerine kaptırdım kendimi düğün organizsyonuna yönelik işlerimi ihmal ediyorum. Bugün aldım kahvemi oturdum kendi yapılacaklar listemi oluşturdum. Randevu almam gereken yerleri aradım. Tamamladığımı düşündüğüm işlerin yanına keyifle işaret koydum :) . Tüm bunları yaptıktan sonra dedim düğün organizasyonuna dair bir yazı yazayım belki fikir vermiş olurum birilerine :) .
Öncelikle düğün organizasyonu dediğimiz işin kapsamına neler giriyor şöyle bir listeleyelim;
1-) Düğün Mekanının seçimi: Düğünün hangi tarihte olacağı ile alakalı birazda bu seçim. Bahar yada yaz aylarında olacak düğünlerde açık hava mekanlar tercih edilebilirken kış aylarında pek böyle bir seçenek olmuyor malumunuz. Buyüzden mekan seçimi öncesinde nişanlınızla oturup net tarihi belirlemeniz gerek. Bunu yaparken yakın ailenizden mutlaka düğünde bulunması gerektiğini düşündüğünüz kişilerinde fikirlerini alın. Herkesi memnun edecek bir tarih ayarlamak imkansız ama en azında o tarihlerde planı olmayan kişilerin yeni planlar oluşturmasının önüne geçersiniz.
2-) Gelinlik ve damatlığın seçimi: Bakmayın gelinlik ve damatlık yazdığıma bu işin büyük bir bölümünü gelinliğin seçimi alıyor elbette :) .
3-) Fotoğrafçının seçimi: Dış mekan çekiminin yaygınlaşması ile fotoğraf çekimi hepimiz için öncekinden daha önemli bir mesele haline geldi kuşkusuz. Hergün daha yaratıcı konseptlerde gerçekleştirilen çekimler, kullanılan farklı objeler fotoğraf çekimini düğün kadar heycanlı bir iş haline getiriyor.
4-) Kuaför seçimi; O gün herşey nekadar güzel olursa olsun siz kendinizi güzel hissetmediğiniz sürece güzel bir düğünden bahsetmek mümkün olmayacak. Oyüzden kimine göre kuaför işi organizasyonun bir parçası gibi görünmesede bence yapı temel taşı :) .
5-) Düğün müziklerinin ayarlanması: Düğünde canlı müzük mi istiyorsunuz yoksa bir dj ile mi anlaşacaksınız buna karar vermekle işe başlayabilirsiniz. Tabi mekanın sizi yönlendirmeside çok önemli bu konuda. Bazı mekanların anlaşmalı olduğu bir müzik ekibi oluyor zaten. Bu durumda mevcut müzik ekibiyle konuşup tarz olarak size uygun olup olmadığına bakmalısınız. Mekanın ses sistemide dikkat edilmesi gereken bir başka nokta. Tüm bunları hallettikten sonra birde şarkı listesini oluşturmak var tabiki. Yani müziklerin ayarlanmasını kolay iş sanmayın sakın :) . İsteğe bağlı bir durum olduğu için ayrı bir madde olarak yazmıyorum ama müzikten bahsetmişken buna da değinmesem olmaz. Bazı çiftler doğuştan yetenekli yada bu konuda zaten bir eğitim almış olabiliyor ama sizin için her iki durumda geçerli değilse dans dersi almayıda listenize ekleyebilirsiniz. Tabi bunun için zaman olarakta müsait olmanız önemli. Zamanım yok yada bu iş için bütçe ayıramam diyorsanız bir iki dans videosu izleyip kendiniz çalışarakta çözebilirsiniz bu işi ( sonuçta pistte tozu dumana katacaksınız diye bir şart yok hata yapmadan dans edin yeter).
6-) Düğün mekanının süslenmesi; Mekan süslemesi ile ilgili ise ilk olarak düğün mekanınızla görüşüp onların size ücretsiz olarak sunacağı süslemeleri ve ek ücrete tabi olanları öğrenmenizi öneririm. Artık bir çok mekan sandalye süslemesinde ve masa çiçeğinde belli renkleri ücretsiz olarak sunuyor müşterilerine. Farklı renk istendiği takdirde ise ek ücret alarak yaptırıyor. Mekanla görüşüp kendi istediğiniz süslemeyi gerçekleştiremeyeceklerini öğrendiğiniz takdirde bu iş için uzman yardımı alabilirsiniz.
7-) Gelin arabasının seçimi ve süslenmesi; Son dönemde düğün için eski model nostarjik arabalar kiralanıyor. Fotoğraf çekiminde de kullanıldığı için bende çok beğeniyorum bu fikri. Böyle bir düşünceniz varsa öncelikle nasıl bir araba kullanmak istediğinizi belirlemelisiniz daha sonra ne tarz bir araba süslemesi istediğinizi. Benim size önerim araba süslemesinde mekan süslemesinde kullansığınız renklerin dışına çıkmamanız. Ayrıca kullanacağınız araba zaten gösterişli bir modelse ( Chevrolet vs) süslemede çok abartıya kaçmayın derim.
8-) Gelin çiçeğinin yaptırılması; Bu konuda fikirlerimi ilk yazımda anlatmıştım :).
9-) Nikah şekeri, Düğün davetiyesi, Anı defteri gibi detayların hazırlanması; Düğünegelen konuklarınıza nikah dağıtmak için nikah şekerinin yanı sıra lavanta şişesi, kokulu sabun, havlu gibi küçük hediyeler hazırlayabilirsiniz. Ben nişanda aşağıdakine benzer küçük kafeslerden yaptırmıştım. Düğün için henüz birşey seçmedim. Ama şekerin yanında havlu hazırlatmak istiyorum. Anı defteri ise gelen konukların size yazacağı tebrik mesajlarını saklayacağınız hoş bir detay olacaktır.
10-) Yiyecek olarak sunulacak ikramların belirlenmesi; Bu konuda da öncelikle mekanın sunacağı hizmetleri öğrenmek faydalı. Eğer dışardan yaptırılacak birşeyler varsa ( düğün pastası vs.) bu konuda bir liste oluşturmakve ona göre araştırmak faydalı olur.
Şimdilik benim listemdekiler bu şekilde :). Elbette bu listeyi genişletmek mümkün. Listedeki maddeleri yazarken aslında bir sıralama yaptım. Çünkü organizasyon aşamasında herbir adım bir öncekine bağlı olarak gelişiyor. Mesela gelinlik düğün mekanına göre seçiliyor. Kır düğününde giyilecek gelinlik ile kapalı bir mekanda kullanılacak gelinlik aynı olmuyor örneğim. Yada mekan süslemesi yine seçilen mekanın atmosferine göre kararlaştırılıyor. Düğün konusunda zamansal olarak problemi olan yada bu tip detaylarla uğraşmak istemeyen çiftler profesyonel yardım almak için düğün organizasyon şirketlerine gidebilirler. Ancak herzaman için budurum mümkün olmayabiliyor. Birde bunun gerekli olup olmadığının analizi doğru yapılmalı. Mesela biz düğün için bir otelle anlaştık düğün yemekli olacak ve otelin mutfağına gerçekten güveniyorum. Ayrıca otel sandelye süslemelerinde 2 renk sçeneğini ücretsiz sunuyor benim istediğim rengi ise uygun bir ücretle yaptırabileceğini söyledi. Anlaşmalı olarak çalıştığı fotoğrafçı ve müzisyenlerlede anlaşınca organizasyon firmasına gitmek mantıklı bir fikir olmaktan çıktı. Birde tüm bunlara benim bu işlerle ilgilenmeyi sevmem ve vaktimin olması eklenince kendi düğünümüzü kendimiz orginize etmeye giriştik :) . AmAa dediğim gibi vakit problemi yaşayan çiftler için organizasyon şirketleri kurtarıcı olabilir. Organizasyon şirketi ile çalışmayacak olanlar için ise bu liste faydalı olur diye düşündüm. Belki daha sonra farklı fikirlerde verebilirim şimdilik benden bukadar :).

10 Mart 2015 Salı

Madame Coco Alışverilişi Vol-2 :)

Daha önceki Madame Coco alışverişi yazımda ürünlerin bir çoğunun paketlenmiş durumda olduğunu söylemiştim. Şimdi paketleri açtıkça paylaşmaya devam ediyorum.
Bu dondurma kaselarini sütlü tatlı sunumunda da kullanmayı düşünüyorum. Fiyat olarakta oldukça uygun olunca iki kutu alıp 8'e tamamladım. Aynı serinin bazı bardaklarını da alıp günlük bir bardak seti oluşturdum. Onuda bir başka yazıda payşacağım (o kutular çok derinlerde herhalde hala ulaşamadım :) ).
Bu çay bardaklarıda yine geçen yazıda bahsettiğim indirimden kaptığım bardaklar.
Bornoz konusunu konuştuğumuzda söylemiştim çok yakın bir akrabamın ev tekstil mağazası olduğunu. Ondan hediye gelen birkaç yastığım vardı. Annem de mutlaka her evde olması gerek diyerek 2 yün yorgan ve bir kaç yastık yaptırmıştı. Durum böyle olunca ben hazır olarak sadece Madame Cocu'nun Micro yastıklarından aldım 4 adet. Kullananlardan aldığım yorumlar iyi umarım memnun kalırım. Hazır yorganımı Englih Home'dan aldım Madame Cocu'nun yorganlarının iç dolgusu çok ince geldi. Nevresimin içinde iyi durmaz diye düşündüm.
Madame Coco'dan aldığım tek battaniyemde yukarıdaki battaniye. Rochefort Battaniye olarak geçiyor sanırım adı. Diğer battaniyelerim oldukça renkli ve desenli olduğu için bunun sade ve açık renk olmasını tercih ettim. Çift taraflı kullanılmasıda ayrı bir hoşluk oldu.
Son olarak bu haftaki Tepsi indiriminden yukardaki tatlı tepsiyi aldım. Ekmek sepeti olarakta kullanabilirim. Hala bakmadıysanız bence bir gözatın tepsilere beğenmeyenler olsada ben çok beğendim. Birara tekrar uğramayı düşünüyorum :) .

9 Mart 2015 Pazartesi

Bornoz Takımı Alırken Nelere Dikkat Etmeli!!!

Merhaba :). Öncelikle küçük bir bilgi vererek başlayayım yazmaya Instagramda bir hesap açtım. Bu hesabı genellikle çeyiz alışverişi konusunda paylaşımları takip etmek ve kendi aldıklarımı paylaşmak için kullanacağım. Ama daha önceden de söylediğim gibi bu blog sadece çeyiz alışverişlerimi paylaşmak için açılan bir blog değil. Şu dönemde daha çok bu konuya eğilmemin nedeni yoğun bir evlilik hazırlığına girmiş olmam. İlerleyen zamanlarda blogta yazmak istediğim farklı konularda var. Esas konuya gelecek olursak benim çok yakın bir akrabamın ev tekstil mağazası var. Geçen gün oraya gidip kendi bornoz takımımı aldım. Ve kendisinden bornoz takımı alınırken nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair biraz bilgi edindim. Öncelikle şunu söyleyeyim ben tercihimi Özdilekten yana kullandım. Bu tip alışverişlerde bilinen markaların dışına çıkmak beni biraz korkutuyor. Ama piyasada Özdilek kadar güvenebileceğiniz Taç, Sarev gibi markalar da var. Sarev son yıllarda eskisi kadar popüler olmasada kalite konusunda gayet iyi olduğunu öğrendim. Karaca'nın da görsel olarak gayet şık bornoz takımları var. Ama kullanış açısından nekadar iyidir bilemiyorum. Açıkçası hiç bornozdan anlamayan biri bile Taç ile Karaca'nın bambu takımları arasındaki doku farkını anlayabilir.
Ben yukardaki bornoz setini aldım Gold set olarak geçiyor adı sanırım. İki adet bornoz, iki banyo terliği, iki saç havlusu, iki vücud havlusu şeklinde parçaları. Bambuların diğer havlulara göre çok daha iyi su çektiğini söylediler ancak Özdilek'in bambu setlerinde fazla renk ve desen seçeneği yok. Kadifeler zaten su çekme konusunda en kötü olanlarmış. Benim aldığım set pamuklu ama iç kısmı bambu yapısındaymış. Görsel olarakta baya şık bir model (Bayan bornozunda inci işlemeleri var). Açık renk olması bir sorun yaratırmı diye düşündüm önceleri ama bornoz sürekli yıkanan ve temiz tutulması gereken birşey o nedenle kiri belli etmesin gibi bir kaygı manasız olur diye düşünüyorum. Özetle Bornoz konusunda genel olarak dikkat edilecek şeyin tüylerinin uzun olması olduğunu söyleyebilirim. Kadifelerin tüyleri kısa olduğu için suyu pek çekmiyorlar. Bambu yada pamuklu hangisini tercih ederseniz edin dikkat etmeniz gerek tüylerinin uzunluğu olmalı. Tasarım konusuna gelince ben çok koyu renk ve iri desenli olanları genelde pek beğenmiyorum. Tabi sizin tercihiniz. Mutlaka bambu olsun derseniz Taç'ın bambu desenleri Özdilek'inkine göre daha şık bence(aşağıdakiler taç'ın bazı beğendiğim bambu setleri).
Bornoz çok kullandığım birşey değil gereksiz bütçe ayırmak istemiyorum diyenlere. Karaca'nın pamuklu bornoz setlerini önerebilirim. Yada dönemsel kampanyaları takip edebilirler. Geçenlerde Madame Coco'nun yaptığı bornoz indiriminde oldukça şık bornozlar vardı mesela. İşte böyle edindiğim bilgileri size aktarmaya çalıştım umarım faydalı olmuştur.

6 Mart 2015 Cuma

Karaca Nevresim...

Karaca Sarah Anderson serisinde çok sayıda beğendiğim ürün var. Çeyiz alışverişine başladığımda annem sürekli beyaz yada açık renkte süslü bir nevresim seti almamı her genç kızın çeyizinde bu tip bir nevresiminin olması gerektiğini söyleyip duruyordu. Nedense o bunu söylediğnde benim gözümde hep parlak kumaştan, karışık işlemeli, abartılı süslemeleri olan ve rahatsız bir nevresim seti canlanıyordu. Tabi ki Karaca'nın bahsettiğim nevresimlerine bakana kadardı bu durum :). Benim aldığım takımın rengi inci beyazı parçaları şu şekilde;4 adet yastık( yastıkların ikisinin kenarları dantelli ikisi sade), 1 çarşaf, 1 nevresim kılıfı (kenarı aynı şekilde dantelli), 1 pike. Kutusundayken çektiğim için model net anlaşılmıyor ama fikir vermesi için paylaşıyorum.
Kumaşının türünü tam olarak bilmiyorum ama sanırım pamuk saten. Oldukça yumuşak dokusu kullananlardanda güzel yorumlar aldım. Benimkine alternatif olarak diğer beğendiğim modeller aşağıdaki gibi fikir olması için paylaşıyorum.

Madame Coco Alışverişi :)

Daha önce Çeyiz alışverişiyle ilgili bir yazı paylaşmıştım. Ve size ilk durağım Bernardo’dan neler aldığımı anlatmıştım. Bugünkü yazımda hepinizin çok iyi tanıdığı hatta tanımaktan ziyade bağımlısı olduğu, %50+%50 indirim kavramıyla bizi alışveriş çılgını haline getiren, pazartesi sabahlarını indirim mesajı atacak diye heyecanla beklememize neden olan bir markadan bahsedeceğim .
Madame Coco markası 2011 yılında ortaya çıkmış olmasına karşın iyi bir marka yönetimi sayesinde kısa zamanda çok sayıda mağazasıyla hizmet veren bir kurum haline dönüştü. Markanın ana ürün grubu ev tekstili ama mağazalarında mini ev aksesuarları ve kozmetik ürünleride bulunduruyor. Markanın tarzından kaynaklı yabancı bir marka olduğu sanılıyor genelde ancak böyle birdurum söz konusu değil. English Home'un hayatımıza soktuğu vintage tarzI Madame Coco'da da görmek mümkün. Fakat English Home'un aksine Madame Coco'da daha çok Fransız tarzı hakim. Avm'deki bir mağazasına girdiğimizde bile kendimizi Paris'in bir caddesinde alışveriş yapıyor gibi hissetmemiz buyüzden :).
Gelelim Madame Coco'dan alışverişe yönelik fikirlerime. Öncelikle hepimizin bildiği gibi her pazartesi bir ürün grubu haftanın fırsatı olarak belirleniyor. Ve belirlenen ürün %50+%50 indirimli olarak satılıyor. Normalde de mağazadaki tüm ürünlerin %50+%20 indirimle satıldığını düşündüğümüzde bu tam olarak söylendiği gibi bir indirim olmuyor elbette. Ama mağzanın bir çok ürününün çokta pahalı olmadığını düşünürsek üstüne eklenen indirim oranı her halükarda ortaya cazip fırsatlar çıkartabiliyor. Kalite konusuna gelince öncelikle şunu söyleyeyim mağzanın vintage bir tarzı olduğu için ürünleride bu gözle değerlendirmenizde yarar var. Yani aldığınız bir çerçevenin kenar boyası atmış diye boşuna ürünler kalitesiz tavrına bürünmeyin. Çünkü bir çok ürün grubunda (özellikle aksesuarlarda) bu tip eskitme yöntemleri kullanılıyor. Tüm ürünleri çok kaliteli diye bir iddiada bulunmam mümkün değil ancak dönem dönem fiyatına göre kalitesinin uygun olduğunu düşündüğüm ürünler oluyor. Size bu mağazadan alışveriş ederken dikkat etmeniz gerek birkaç şey önerecek olursam; 1-) Beğendiğiniz bir ürün eğer bekleğinizden yüksek bir fiyata satılıyorsa ve aciliyeti yoksa sizin için en azından birkaç ay bekleyip öyle alın aksi takdirde bir sonraki hafta üzüleceğiniz bir indirim haberi alabilirsiniz. Yeri gelmişken hemen örneği vereyim yaklaşık 2 ay kadar önce gördüğüm ve çok beğendiğim Antoınette Clear 6'lı çay bardağı 64 liraya satılıyordu. Uzun süre gidip gelip baktım ve beklediğim gelişme oldu sonunda geçen hafta kristal ürünlerde indirim olduğunu duyup gittiğimde 6'lısı 64 olan bardakların 12'lisini 80'e aldım.
2-) Daha önce dediğim gibi birçok ürün tarzından kaynaklı eskitme oluyor. Ancak birçoğuda mağazada açıkta beklerken yıpranıyor. Buyüzden aldığınız ürünleri mümkünse orda kontrol ederek alın. Yok değilse değişme fişi isteyin. 3-) Özellikle indirim günleri mağazalarda çok ciddi yoğunluk oluyor. İndirim haberini aldıktan sonra mağazanın wep sayfasından indirimde olan ürünleri inceleyin ve almak gibi bir niyetiniz varsa indirimin ilk 1-2 gününde gidip alın. Aksi takdirde ya ürünler kalmıyor yada mağazalar fazlasıyla dağıtıldığı için kalan ürünlerde küçük defolar bulunuyor. İşte bunlar benim tavsiyelerim :). Madame Cco'dan yaptığım alışverişlere gelecek olursak farklı zamanlarda çok sayıda alışveriş yaptığım için aldığım ürünlerin çoğunu kendim resimleyemedim( kendileri paketlendi yeni evime gitmek için :) ). Bu nedenle açıkta olanlardan bazılarını çekip atıyorum fikir olsun diye. Diğerlerini paketlerden çıkardıkça paylaşmaya çalışacağım. Bir dönem çok uygun fiyata gelen masa örtüsü, runner ve peçetelerden oluşan takımların fincanlısından bende kapmıştım bir adet. 4'LÜ ve 6'lı olarak satılıyordu takımlar ve farklı renk ve desenleri mevcuttu. Kumaşları ince olduğu için şikayet edenler olsada o fiyata alınabilecek en güzel masa örtüleri olduğunu düşünüyorum ben. Yine aynı hafta kurulama bezleri ve mutfak havlularında da indirimler vardı. Üstünden epey vakit geçtiği için fiyat hatırlayamıyorum ama onlarında fiyatları oldukça uygundu.
Ben nevresimlerimi genelde Karaca ve English Home'dan aldım (canlı renkleri tercih ettiğim için). Madame Coco'dan aldığım tek nevresimim üsteki nevresim onuda yine indirimden almıştım çiftkişilik olarak. Madame Coco'da en sık indirime giren ürünler nevresim grubu oyüzden bir indirimi kaçırdığınızda sakın üzülmeyin mutlaka 1-2 hafta sonra tekrar indirime girer :).
Havlu konusunda da Bornoz takımımı Özdilek'ten aldım. Bunun dışında farklı indirimlerde English Home'dan bir çok süslü yüz ve el havlusu aldım. Madame Coco'nun havluları biraz sade olduğu için yukardaki iki takımı aldım sadece havlu indiriminden. Misafirler geldiğinde vermek için büyük boy vücut havlusu ve saç havlusu şeklinde takımladım. Bambu olduğu için çok yumuşak dokuluydu havlular ve oldukça uygundu indirim nedeniyle. Şimdilik benden bukadar arkadaşlar :). Bu arada lafını etmişken söylemeden geçmeyelim Kadınlar günü nedeniyle Madame Coco'daki aksesuar indirimi devam ediyor. Görüşmek üzere ;)

3 Mart 2015 Salı

DUMANSIZ HAVA SAHASI

Ben bir sağlıkçı değilim. Yeşilaycı olduğumda pek söylenemez. Üzülerek söylüyorum ki 8 yıl sigara kullandım. Ama tam 2 yıldır sigara kullanmıyorum. Hayatımın geri kalan döneminde de asla kullanmayı düşünmüyorum. Size kendi sigarayı bırakma hikayemi anlatmak istiyorum. Belki birilerine ibret olur yaşadıklarım. Belki cesaret veririm hiç bırakamam sananlara. Dediğim gibi utanarak söylüyorum 8 yıl sigara içtim. Çok genç yaşta başladım. ‘Asla içmem’ diyordum önceleri sonraları bunun yerini ‘öylesine içiyorum bağımlı olmam’ aldı. Ve bir gün geldi artık bir sigara bağımlısı olduğumn farkındaydım. Hayatta bir insanın başına gelecek en kötü şey yaptığı şeyin çok kötü olduğunu bilmesi ve buna istemsiz bir şekilde devam etmesi bence. Benim için bu süre oldukça uzundu sigara kullandığım son 3 yılda hergün bırakmayı düşünüyordum. Küçük denemelerim oluyordu hepsi bir süre sonra aynı hazin son. Derken birgün guater hastası olduğumu öğrendim. Önceleri guateri grip gibi birşey sanıyordum.( Hastalıkla ilgili yaşadıklarımı burda anlatmak istemiyorum 2-3 yıl süren sancılı bir tedavi süreci geçirdim. Şuanda neyseki gayet iyim.) Zamanla bu hastalığında türleri olduğunu ve benimkinin hiçte iyi bir tür olmadığını anladım. Hastalık ve belirtileri yaşam kalitemi ciddi anlamda etkiliyordu. Ve hemen hemen her gittiğim doktor bana sigarayı biran önce bırakmamı söylüyordu. Aksi takdirde yaşayacağım olumsuzlukları anlatıyordu. Ben biryandan hasta olduğum için üzülüyordum. Diğer yandan sigara içiyordum. Geceleri uyuduğumda bile duyduğum suçluluk duygusu tuaf rüyalar görmeme neden oluyordu. Buşekilde hastalığım,ben ve sigaram bir yıldan fazla süreyi birlikte geçirdik. Tabiki hiçbirşey düzelmedi !!!! Derken birgün bir karar verdim daha öncede vermiştim aynı kararı ama bu defa diğerlerinden farklıydı. Birgün guaterdan kaynaklı ameliyat olmam gerektiğini söyledi doktorum. Operasyon beklediğimden çok zor geçti. Sonrasındada bir haftaya yakın konuşmakta, yemek yemekte hatta yutkunmakta bile zorlandım. Takdir edersiniz ki bu süreçte sigarayı özlemeyi bırak adını bile duymak istemiyordum. Yaşadığım tüm olumsuzlukların ve can acısnın nedenini sigara olarak görüyordum (kısmen haksızda sayılmazdım). Hastahaneden çıktıktan bir hafta sonra normal hayatıma döndüm. İlk zamanlar dediğim gibi ameliyatın yarattığı sıkıntılar yüzünden aklıma gelmiyordu. Ama zaman geçtikçe elbette okadar kolay olmuyor. ‘Acaba bir tane içsem ne olur’ noktasına geliyorsunuz. Size söyleyebileceğim tek şey bu iş bir irade meselesi. İradeniz ne kadar sağlam olursa okadar kolay atlatırsınız bu süreci ben kendim bırakırken uyguladığım şeyleri size öneri olarak aşağıda yazıyorum umarım fikir verir. -Bol su için (nikotini atmayı sağlar). -Sakız çiğneyin (sizi oyalar). -Kitap okuyup film izleyin (kafanızı dağıtır). -Kahve, çay için (sigarayı çağrıştırır sanmayın aksine kafein yada çay sizi sigaradan uzaklaştırır). -Bol temiz havada uzun yürüyüşler yapın. -Bir süre sigara içen arkadaşlarınızla sık görüşmeyin . Sigara kullanmayan arkadaşlarınızla vakit geçirin. -Yanınızda bir kase meyve yada çerez bulundurun. -Kilo alırım kaygısı yaşamayın alsanız bile aldığınız 3-5 kiloyu vermek sigarayı bırakmaktan çok daha kolay. -Akşamları ılık süt yada bitki çayı için (biliyorum iğrenç ama sigarayı ilk bıraktığınız dönemde ciddi balgam sorununuz olacak ve bu tip ılık şeyler içmek boğazlarınıza iyi gelir). -Sigara için ayırdığınız parayı bir kumbarada biriktirin ve bir ay sonra kumbaradaki parayı açıp kendinize küçük bir ödül alın. -Birkaç ay sonra dişleriniz temizletin (temiz dişlerinize her baktığınızda sigaradan kurtulduğunuz için kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.). Bunların hepsi sadece kolaylaştırıcı öneriler elbette. En başta da söylediğim gibi asıl mesele iradeli bir tavır sergilemeniz. Ve bunu gerçekten istediğinizi kendinize ispatlamanız.

2 Mart 2015 Pazartesi

İLK ÇEYİZ ALIŞVERİŞİ BERNARDO ;)

Ben evlenmeden yıllar önce çeyiz alışverişine başlayan kızlardan değildim. Yanlış anlaşılmasın 13-14 yaşında bu işe başlayanları kınamıyorum. O da bir tercih en neticesinde :) . Nişandan birkaç ay sonra düğün günü ve yeri kararı verildi ve ben artık birşeyler almak gerek dedim. Açıkçası alışverişe başlayana kadar ev eşyalarına bukadar meraklı olduğumu hiç fark etmemiştim. İş başa düşünce herşey ortaya çıkıyor sanırım :). Annem sağolsun önüne geleni alıp ilerde kızın çeyizine koyarım mantığında olupta evi modası geçmiş yada benim zevkime hitap etmeyen eşyalarla dolduran bir anne değildi. Sadece tupperware satışı yaptığı dönemde kendi ihtiyaçlarını aldıktan sonra bana ayırdığı 3-4 kutu tupperware ürünüm ve herkesin evinde bulunan oyalı yazmalarım havlularım vs vardı. Alışverişe başlamadan önce internetteki çeyiz listelerine gözattım. Sonra oturdum kendi listemi oluşturdum. Size önerim sizde herhangi bir listeyi alıp kullanmaktansa kendi listenizi oluşturun. Çünkü her insanın yaşam alışkanlıkları farklı kimisi için dünyanın en önemli aleti olan bir kahve makinası diğerinin evinde boşa yer kaplayan bir ürün haline dönüşebiliyor. Listemi oluşturduktan sonra başlangıç olarak mutfak ihtiyaçlarından başlamaya karar verdim. Yemek takımı arayışına girdim. Kütahya porselen, güral porselen, bernardo, karaca gibi bir çok alternatif vardı. Ben tercihimi Bernardo’dan yana kullandım. Öncelikle söyleyeyim bu mağzaların hemen hepsinin herdönem için farklı çeyiz paketleri oluyor. Ancak çeyiz paketleri genelde 2-3 sezon öncesinin yemek takımlarından oluşturuluyor. Ben uzun git gellerden sonra şöyle bir yol izledim. Betnordo’da varolan bir çeyiz paketinin 12 kişilik yemek takımı ve 6 kişilik günlük yemek takımını değiştirip kendi beğendiklerimi aldım. Bu durumda oluşan fiyat farkı paketin fiyatına eklendi. 2300 olması gereken paketi 3000 civarı bir fiyata aldım ama herşey içime sinen ürünlerden oluştu . Hem ben memnun kaldım hemde tek seferde mutfak ihtiyaçlarımın büyük bir bölümünü tamamladım. Size fikir olması için aldıklarımdan şu şekilde bahsedeceğim. Yemek takımında klasikten vazgeçmedim. Kare takımların makinada yıkanması zor olduğu için hemde bana göre artık oldukça demode göründüğü için yuvarlak hatlı bir model seçtim. Beyaz ve oldukça desensiz olmasını istedim çünkü bu benim ilk yemek takımım. Farklı masa örtüleri ve kadehlerle değişik sofralar kurabileceğim bir takım olsun dedim. Aldığım takım ADORE 70 PARÇA yemek takımı. İçinde bulunan parçaları şu şekilde; 70 Parça Yemek Takımı 12 Adet Servis Tabağı - 27cm 12 Adet Servis Tabağı - 25cm 12 Adet Yemek Tabağı - 23cm 12 Adet Tatlı Tabağı - 18cm 12 Adet Komposto Kasesi - 16,50cm 1 Adet Salata Kasesi - 25cm 2 Adet Küçük Boy Kayık - 25cm 1 Adet Orta Boy Kayık - 31cm 1 Adet Büyük Boy Kayık - 36cm 2'şer adet Tuzluk-Biberlik Çorba Tenceresi ve Kapağı
Resimlerinde net olarak anlaşılmıyor takımı aşağıdaki link yardımıyla Bernardo'nun kendi sayfasında daha detaylı inceleyebilirsiniz. https://www.bernardo.com.tr/dugun-sofralari/adore_709_19619 Misafir için seçtiğim 89 parça çatal bıçat takımımın ise yemek takımımla bütünlük sağlayabilecek zarif bir model olmasına özen gösterdim. Aşağıdaki takımı seçtim.
Günlük yemek takımında tericihimi pastel tonlarda çiçekli bir model olan TIFFANY 24 PARÇA Yemek takımından yana kullandım. Aynı takımın kahvaltı takımıda vardı. Ancak ben henüz kahvaltı takımı almadım . Alırsamda aynı desen almak istemiyorum. İnsan bir yerden sonra aynı deseni görmekten sıkılabiliyor.
Bunlar dşışında setin içinde 18 parça günlük çatal bıçak takımı vardı ama ben kendi aradığım tarzda bir çatan bıçak takımı bulamayınca onun yerine çok istediğim kuşlu türk kahvesi fincanlarını aldım. Setin içindeki diğer parçalar ise aşağıda resimlerini koyacağım düdüklü tencere, Gold set diye geçen 4 adet tencere çaydanlık ve cezve takımı, Seramik tencereler (ben tercihimi pembeden yana kullandım ama beyaz ve mint yeşili olanlarda çok güzel) bulunuyor.
Benim aldıklarım bu şekildeydi :). Bir başka yazıda görüşmek üzere umarım yardımcı olabilmişimdir.